Sürdürülebilir moda, sosyal adaleti de içine alarak ekolojik bütünlüğe doğru değişimi teşvik eden bir harekettir. Sürdürülebilir moda, salt moda ürünlerinin üretim yöntemlerine değil, moda sistemi içindeki bütün paydaşları içine alarak, bu sistemde kalıcı ve eşitlikçi yapıyı inşa etme amacı taşır.
70’lerin Başındaki Uyanış
Sürdürülebilir moda hareketinin kökenleri, parçası olduğu modern dönemin ekolojik hareketleri ile iç içe geçmiş ve özellikle de 1963 yılında Amerikan biyolog Rachel Carson’ın “Sessiz Bahar’’ adlı kitabının yayınlanması ile belirli bir çerçeveye kavuşmuştur. Bu kitap, endüstri devriminin bir parçası olarak kullanılan yoğun kimyasalların çevresel kirlilikteki payı dolayısı ile günümüzün moda anlayışının gittiği yönün yanlışlığının tartışmaya açılması konusunda önemli görevler üstlenmiştir.
Sürdürülebilir modanın akımının amacı, çevreye ve doğaya saygılı ekosistemler ve topluluklar yaratmaktır. Bu amaç doğrultusunda; yerel üretim ve ürünlerin değerini artırmak; malzemelerin ömrünü uzatmak; zamansız kıyafetlerin değerini artırmak; atık miktarının azaltmak ve üretim ve tüketim sonucu yaratılan çevreye zararını minimuma indirmek gibi yöntemler hedeflenmiş, bunun yanında önemli insanları çevre dostu tüketim uygulamaları konusunda eğitmek de önemli bir görev haline gelmiştir.
Özetle, sürdürülebilir moda akımı tüm sistemi bütüncül açıdan ele alarak yeniden düşünmeyi gerektirir. 1990’lardan bu yana moda ve sürdürülebilirlik konuları inceleyen Duyarlı Moda Araştırmacıları Birliği “Şimdiye kadar, sürdürülebilir moda misyonu tam bir başarısızlık oldu ve tüm küçük ve kademeli değişimler, aşırılık, tüketim, atık ve bitmeyen işgücü istismarı gibi infilak eden bir ekonomi tarafından boğuldu’’ dese de son yıllarda bu akım büyük bir ivme kazanmıştır.
Sürdürülebilir Moda Bir Trend Değil, Bir Gereklilik!
Dünyanın önde gelen tasarım markalarından Bvlgari, 2020 yılının Ekim ayında üçüncüsü düzenlenen Innovating the Present for a Sustainable Future (Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Bugünden İnovasyon) etkinliğine ev sahipliği yaptı. Gençlik için sanat programları, cinsiyet eşitliği ve sürdürülebilir sosyal refah konularında çalışmaların tartışıldığı etkinlikte “İnsanlığın hiç değişmeyen bir boyutu var, o da cömertliğin kalıcı oluşu.” diyen Bvlgari CEO’su Jean Christophe Balin, markaların sürdürülebilir moda konusuna ağırlık vereceklerini dünyaya gösteriyor.
ATÜ Butikler’de sürdürülebilir bir dünyayı önemseyen markaları bir araya getiriyoruz. Keşfetmek isterseniz, bir dahaki seyahatinizde buluşmak üzere.